Hayatın Dengesini Anlamak: İstekler, Hırs ve İnsan Kalabilme Sanatı

Kudret Keskin
3 min readSep 6, 2024

--

Yaş aldıkça, hayatın derinliklerinde gezinirken fark ettiğimiz en önemli gerçeklerden biri, her şeyin bir dengesi olduğudur. Kimileri buna “bedel” der; kimileri ise “alma/verme dengesi” olarak tanımlar. Tıpkı bir terazi gibi, hayatın terazisi de sürekli olarak dengeyi bulmaya çalışır. Peki, bu dengeyi korumak için nelerden vazgeçmeye, neleri feda etmeye hazırız?

Photo by Aziz Acharki on Unsplash

İçimizde zaman zaman yoğun bir istek, hatta belki de haset (özlemden gelen bir tür arzu) belirir. Haset, özlemin bir uzantısı olarak ortaya çıkar; bir şeye sahip olma arzusuyla yanıp tutuşmak, onun eksikliğini hissetmek ve bu eksikliğin acısını gidermek için türlü yollara başvurmak… Ancak burada önemli bir soru karşımıza çıkar: Bu arzu uğruna neleri bırakmaya hazırız?

Haset ve Hırs: İnce Bir Çizgi

Haset, bazen bizi ileriye taşıyan bir güç olabilir. Ancak bu güç, kontrol edilmediğinde bizi yıkıma sürükleyebilir. İçimizde biriktirdiğimiz istekler, arayışlar ve haset, bir noktadan sonra kurumuş bir hırsa dönüşebilir. Bu kuru hırs ise, insanın hem kendisine hem de çevresine zarar veren bir unsur haline gelir.

Kuru bir hırsa sahip olmanın tehlikesi, insanı amacından saptırmasıdır. Başarıya, zenginliğe, şöhrete veya başka herhangi bir arzuya ulaşmak için gösterilen yoğun çaba, bazen insanın özünü kaybetmesine neden olabilir. Burada kritik soru şudur: “Bu hırsın hakkını ne kadar verebilirsiniz?” Yani, hırsınız uğruna ne kadar fedakarlık yapabilirsiniz? Ve bu fedakarlıklar sizi ne kadar insan kalabilme noktasında tutabilir?

Dengeyi Bulma Sanatı

İnsan psikolojisi, dengede kalmayı ve dengeyi bulmayı arzulayan bir yapıdadır. Freud’un teorilerine göre, insan psikolojisi id, ego ve süperego arasındaki çatışma ile şekillenir. İd, içgüdüsel ve bilinçdışı arzularımızı temsil ederken, süperego toplumsal ve ahlaki normları yansıtır. Ego ise bu ikisi arasındaki dengeyi sağlamaya çalışan yapıdır. Freud’a göre, kişi yoğun arzu ve hırslar içerisinde dengeyi bulamazsa, psikolojik bir çatışma yaşar ve bu çatışmalar bireyin hem kendisiyle hem de toplumla uyumsuzluk yaşamasına yol açabilir.

Buna karşılık Carl Jung, insan ruhunu ve bilinçdışını çok daha geniş bir perspektifle ele alır. Jung’a göre bireyin içsel dengesi, kişisel bilinçdışı ve kolektif bilinçdışı arasındaki etkileşimle sağlanır. Bilinçdışımızda biriken arzular, gölge arketipi ile temsil edilir. Jung, bu gölgeyi bilinçli bir şekilde kabul etmenin ve onu entegre etmenin, bireyin psikolojik bütünlüğüne ulaşması için kritik olduğunu savunur. Hırslarımız ve arzularımız gölgede kalan, çoğu zaman bastırılan bu yönlerimizin dışavurumudur. Ancak bu yönlerle yüzleşmediğimizde, bu arzular kontrolsüz bir biçimde yaşamımıza hükmeder.

Hayatın denge terazisinde, bir şeyleri kazanmak için nelerden vazgeçtiğimiz, gerçekten de bizim kim olduğumuzu belirler. Hırslarımız uğruna neleri feda etmeye hazır olduğumuz sorusu, aslında içsel bir yüzleşmenin başlangıcıdır. “İnsan” kalabilmek, her şeyden önce bu yüzleşmeyi kabul etmekle, sınırlarımızı fark etmekle ve bunları aşmadan dengede kalabilmekle ilgilidir.

İnsan Kalabilmek

İnsan kalabilmek, kendimize ve çevremize karşı dürüst olabilmeyi gerektirir. Hırslarımızın peşinden koşarken, etik değerlerimizi, ahlaki duruşumuzu ve insan olmanın anlamını kaybetmemek kritik bir noktadır. Hırsın hakkını vermek, aynı zamanda onu kontrol edebilmek ve bu süreçte insan kalabilmekle ölçülür. Kendimize sürekli sormamız gereken bir soru var: “Bunu yaparken ne kadar insan kalabilirim?”

Bu, kolay bir soru değildir. Ancak yaşamın gerçek anlamını bulmak ve dengeyi koruyabilmek adına kritik bir sorudur. İnsan kalabilmek için, içimizdeki arzuları ve hırsları dengede tutabilmeli, nelerden vazgeçmeye hazır olduğumuzu net bir şekilde bilmeliyiz.

İçimizdeki yoğun arzular ve hırslar, bizi bazen zorlu seçimlerle karşı karşıya bırakabilir. Ancak önemli olan, bu seçimleri yaparken insan olmanın anlamını kaybetmemek, dengede kalabilmek ve etik değerlerimize sadık kalabilmektir. Hayatın dengesini bulmak, insan kalabilme sanatını öğrenmekle başlar ve bu sanat, bizi gerçek anlamda mutlu ve huzurlu kılar.

--

--

Kudret Keskin
Kudret Keskin

Written by Kudret Keskin

Be inspired by with design thinking and better living. #Entrepreneur . #Designer . #Curious . #Startups . #ux . #ui . #IoT . #Investor https://kudreto.com

No responses yet